mağara akustiğinde, Jim Jarmusch'un "Only Lovers Left Alive"ının müziklerini yapan Jozef van Wissem'ı dinlediğim otel. bi yandan mistik ud melodilerini dinlerken, bi yandan da vampirlerle dans ettim.
kendinizi; elinde asası ve sırtında peleriniyle bi komutan gibi hissedeceğiniz, fantastik ve doğal kale. ordunuz güvercinler ve balonlar. göreviniz prensesi kurtarmak.
hayatımın en büyük yürüyüş macerasını yaşadığım vadi. siz deyin "Jurrasic Park", ben diyeyim "Tomb Raider". kesinlikle uzun ve çetrefilli yoldan yürüyün. orada daha çok macera var.
aralarda yakıt (soğuk bira, Türk kahvesi ve portakal suyu) almak için karşınıza çıkan Old Bee, The Flintstones gibi cafe'lerde mutlaka mola verin, sohbet edin, dinlenin.
her sene düzenlediği "müzede bir gece" partileri aşırı eğlenceli olan müze. Kaplumbağa Terbiyecisi'yle karşılıklı bira içip müze bekçileriyle dans edebiliyorsunuz. burada olmak kat kat sanat.
burada Süleyman Hoca'nın bilgece sözleri eşliğinde en güzel en doğal şaraplar tadılır, keyifli hissedilir.
Lana Del Rey dinleyip testi kebabı yiyeceğiniz ferah ötesi mekan. sahibi Aysel Abla nam-ı diğer Mother çok tatlı biri. mutlaka sohbet edin.
spor yapmayı keyifli hale getiren salon. Demircan ve Adlen hocalar çok ilgili, ortam temiz, rahatça çalışıp kendinizi ritme kaptırabiliyorsunuz. benim gibi sporu sevmeyen birine bile sporu sevdirdi.
